ZAHM

Emre Tandoğan tarafından tasarlanan performans, Yaratılışın kendisinin başlı başına bir yara olduğu yaklaşımı ile tüm yaratılış mitlerini yaratan ve yaratılan düzleminde yeniden irdeleyor.

Performans üç ana Başlıktan oluşuyor.

Zahmül Alim

Yaradanın yarası: Varlık

Zahmül Alem

Yaradılışın yarası: Bilinç

Zahmül Adem

Yaratılan’ın yarası: Hiçlik

Performansta sahneye dair olan beden, ışık, müzik, gölge, kukla gibi tüm enstrümanların tek bir kişi tarafından sahne üzerinde görünür bir biçimde yaratılması ile biçimsel olarak sahnede tekil olmak üzerine de yeni bir bakış açısı oluşturmayı hedefliyor.

Ey yalın tabiatın hakikati güneşten daha yaşlı kaynağından su içmeye can atıyorum.  Öğrencilerinin en sadığı olan ben görkemli tapınağının iç avlusunu arşınlıyorum hala. Rüzgar kelebeği nasıl kovalarsa dağıttın şu karanlık örtüyü. O olağan üstü aydınlığın içinde sözle anlatılamaz boyutlar kazandı aritmetik, cebir geometri! Akılsızın tekidir bunu bilmeyen! Ama bunu bilen ve duyumsayan akıl umursamaz artık ona vaadedileni; Hakikatin matematiğinin kutsal kanatları üzerinde göklerin küresel kubbesine doğru yükselmekten başka bir şey arzulamaz artık. 

Hiçlik varlığa teslim ettiğinde kendisini, istisnasız budalaca işler yapan dar omuzlu cılız tanrıları var etti yaradılışın fiili. İsimler ve sıfatlar ile yüceleştirilmiş türdeşlerini şaşkına çevirip birbirlerini türlü şekilde baştan çıkarırlarken duyumsadım onları. Her biri cezalandırıcı olmayı seçti önce, sonra cezanın merhameti ile krallıklarını ilan ettiler. Korkunç gözleri karanlık göz evlerine gömülmüş insanlar, seçtikleri tanrı dizginleri eline alsın ve yaradılışın tek hükümdarı olsun istediler. 

Varoluşun ve yok oluşun eşsiz bütünlüğünü ufalayan ahlakçılar bitkin düşmüştü yazıp inandıkları tanrının amansız öfkesini başlarına yağdırmaya çalışırken.  Bir elinde sahte barışın göstergesi olan beyaz bayrak öteki elinde yaradılışın avret yerlerini örten altından bir paçavra ile en önde yürüyordu dinlerin sahipleri Bilinci hakikatin görkeminden koparıp alarak küçüklüğünü duyumsattılar ona ve başını kemik kalmış ellerinin arasında dualara gömdüler. 

directed and composed by emre tandoğan, 

light design by enrico zeber, 

decoration and costume by 

gülsüm tandoğan and şirin tandoğan, 

photograpy by by ezgi tandoğan, 

product by küçük salon